Translate

3 Nisan 2013 Çarşamba

Carnegie Museum of Natural History

Temmuz 2012, kızımla beraber bavulları yüklendik, ver elini Pittsburgh. Kızım, CMU Tepper School of Business okulunda işletme mastırına başlayacak. Toplam 16 saat kadar süren NY aktarmalı uçak yolculuğundan sonra, internetten bulduğumuz Negley Inn butik oteline yerleştik. Şimdiye kadar kaldığım en güzel butik otel diyebilirim. Pittsburgh'a gideceklere tavsiye ediyorum. Bir hafta kadar sonra, kaldığımız butik otelin hemen hemen karşısında dört katlı bir apartmanın çatı katını kiraladık. Bir oda, bir salon, açık mutfak, mutfakta beyaz eşyaların tamamı var, yatak odasında ve koridorda gömme dolaplar, makul büyüklükte bir banyo, çatı terası neredeyse evden daha büyük. Çamaşır makineleri ise bodrum katında, 1950 lerden kalma dört makine nasılsa hala çalışır durumda ama ne kadar temizlediği sorgulanabilir. Aynı burada olduğu gibi, bir aylık teminat ödedik. Ev sahibi İtalyan asıllı bir Amerikalı. Kiralama işlerinin ardından, havaalanı yolu üzerindeki IKEA'ya belediye otobüsüyle gidip gerekli ev eşyalarının siparişini verip otele döndük. Ertesi gün eşyalarımız geldi ve biz de eve yerleştik. Aynı gün kızım okula başladı. Carnegie Melon Üniversitesi 1900 yılında Scottish American Andrew Carnegie tarafından Institute of Technology olarak kurulmuş. 1967 yılında da Melon Institute of Industrial Research ile birleşmiş. Dünya çapındaki sıralamada 22 inci. Şehirde çok geniş bir alana yerleşmiş. Milyonlarca kitap içeren birkaç kütüphanesi var ve birkaç tane de müzesi. Bu müzelerden birisi de Carnegie Museum of Natural History. Merak edenler www.carnegiemnh.org web sitesini ziyaret edebilirler. Ancak, web sitesi müzenin muhteşemliğini kesinlikle yansıtmıyor. Müzenin bir bölümünde mineral taşlar sergilenmiş. Dünyanın dört bir yanından gelmiş, değerli ve yarı değerli taşları doğal biçimlerinde görmek mümkün. Taşlar ya satınalınmış ya da maden işletmecisi tarafından müzeye bağışlanmış. Ne yazık ki Türkiye'den birşeyler göremedim. Dünyaca meşhur diye övündüğümüz Erzurum oltu taşı, Eskişehir'in lüle taşı yoktu. Ben de bundan sonra ki gidişimde oltu taşından yapılmış şık bir tespih ve lüle taşından bir pipo alıp müzeye bağışlamaya karar verdim. Bu taşların doğal halini nasıl, nereden temin edebilirim şimdilik bilemiyorum ama onu da araştıracağım. Müzenin daha büyük yer kaplayan bölümünde ise, aynı bölgede yapılan kazılarda çıkartılan dinazorlar sergilenmiş. Uçanından sürünenine kadar, adını bildiğiniz veya bilmediğiniz bir sürü dinazor iskeletini istediğiniz kadar seyredebilirsiniz. Dokunmak yasak. Bu bölümün bir kısmı çocuklar için kazı alanı olarak düzenlenmiş. Her renkten, her yaşta çocuklar gözlerinde koruna gözlüğü, ellerinde eldiven, kazı aletleri, başlarında birkaç görevli toprağı eşeleyip duruyorlar. Belli ki çok eğlenceli. Çocuk kazı alanının hemen yanında, camla kapatılmış bölümde ise arkeologların yeni bulunan kemikler üzerinde yaptıkları çalışmaları seyretme imkanı var. Çıkışta elbette ki müzenin hediyelik eşya dükkanına uğramadan olmaz. Müze de sergilenen neredeyse her şeyin oyuncaklarının satışını da yapıyorlar. Ama tahmin edebileceğiniz gibi oldukça pahalı. Bir sonra ki yazımda Pittsburgh botanık bahçesini anlatacağım. Sevgiler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder